New Bir Iron Butt Hikayesi

Bir Iron Butt Hikayesi


Iron butt düşüncesi aslında arkadaşlarla yapılan bir sohbet sırasında ve tesadüfen ortaya çıkmıştı.


Eşimde bu sürüşte bana eşlik etmek isteyince bu sürüş biraz daha komplike bir hal aldı.

Yaptığımız araştırmaya göre daha önce Türkiye’de böyle bir artçılı Ironbutt sürüşü yapılmamıştı.

Ancak eşimde yıllardır artçı olarak motora binen ve 70.000 km nin üzerinde tecrübesi olan bir artçı olunca denemeye karar verdik.



İlk başta 2013 yazında yapmayı planlamıştık fakat sağlık sebeplerinden dolayı

ertelemek zorunda kaldık.

Bu yıl mayıs ayında planlamalarımıza tekrar baktık ve rotayı revize ettik.

Yeni rota onaylandıktan ve checkpointler belirlendikten sonra geriye tarihi

belirlemek kalmıştı.

Rotamız; İzmir-Uşak-Afyon-Ankara-Konya-Manavgat-Antalya-Korkuteli-

Denizli-Aydın ve İzmir ve İzmir olacaktı. 1650 km civarında bir yol planlamıştık.

Tarih olarak 20 Hairan 2014 Cuma gününü seçtik ve bir hafta öncesinden rotamızın

üzerindeki hava durumunu takip etmeye başladık. Eğer meteorolojik şartlarda bir

problem oluşursa tarihi birkaç gün erteleyecektik. Perşembe günü akşamı Cuma için

hava durumu iyi görünüyordu.

Sadece akşamüzeri Denizli civarlarında yağmur olması ihtimali vardı.20 Haziran 2014

Cuma sabahı saat 02:30 kalkarak hazırlandık motoru da hazırlayarak yola çıktık.


 

İlk durağımız İzmir Alsancakta’ki  Opet benzincisi oldu. Depoyu doldurduk ve kilometreyi

sıfırlayarak  ilk fotoğraflarımızı çektik. Saat 03:30 da benzinciden ayrılarak yola çıktık.

Hedefimiz 24 saat dolmadan tekrar buraya gelebilmek.

 
 

Henüz saat çok erken olduğu için yollarında tenha olmasından faydalanarak olabildiğince

seri bir şekilde yol almaya çalıştık.

Bu sürüş için ortalama saatte 80 km lik bir hız planlamıştık. Amacımız çok hızlı gitmek değil

fazla durmadan ve oyalanmadan mümkün olduğunca uzun süreler yol alabilmekti.

Böylece ortalama hız düşük bile olsa toplamda sürüş süresi uzun olacağı için   

1600 km / 24 saat ‘i gerçekleştirmekte bir sorun yaşamayacağımızı düşünmüştük.

Yola çıktıktan bir saat sonra plan dışı bir mola vermek zorunda kaldık. Çünkü İzmir’den

ayrılırken 25 derece olan hava sıcaklığı Uşak civarlarında 10 dereceye kadar düşmüştü.

Bizde yanımıza almış olduğumuz yedek t-shirtleri , yelekleri ve yağmurlukları üst üste

giymek zorunda kaldık.

 

 ,
Hava aydınlanmaya başlıyor ve ardından da güneşin ilk ışıkları.

 
 
Afyon’a  54 km var , güneşin doğmasına rağmen hava hala çok soğuk. 10 derece !!! 

Üzerimizde ki yazlık kıyafetlerle hem de…

   


Planlı ilk molamız aynı zamanda Checkpoint olan Afyonkarahisar.

Burada hem benzin aldık hem de kahvaltı olarak biraz bisküvi  yiyerek ve benzincideki

personel tarafından bize ikram edilen çayı içerek ısınmaya çalıştık.

    
         
    


Plan dışı bir duruş daha. Bu sefer sebep hem tuvalet molası  hem de ısınan hava ile

birlikte sabah giydiğimiz kalın kıyafetleri biraz azaltmak. Özellikle yağmurluklar çok terletiyor.

   

Ankara’ya yaklaşırken eşimin “selfie” si ve Ankara’ya geldiğimizi gösteren ilk trafik levhaları.

                     

        

Buradan Konya istikametine dönerek yola devam ettik. Artık ikinci Checkpoint olan Ankara’da

benzin alacak bir yer bulmamız lazımdı. Gölbaşı kavşağından Konya istikametine döndükten

sonra  sonra karşımıza çıkan ilk benzin istasyonunda durduk. Seda’nın iş telefonu çalmaya başladı,

molada ve hareket halindeyken konuşmaya devam ediyor.

        
          

       

Aslında burada depoyu tamamen doldurarak bir hata yaptık. Çünkü bir sonraki  Checkpoint

olan Kulu’ya sadece 95  km vardı ve oradan tekrar benzin almak gerekiyordu.

Ancak bu aklımıza geldiğinde çok geçti ve depo tamamen doldurulmuştu.

Diğer check pointlerde depoyu tamamen doldurtmamaya karar vererek yola devam ettik.

Artık coğrafyada değişmiş ve Konya ovasının  düzlükleri görülmeye başlamıştı.

         

Üçüncü Checkpoint olan Kulu’ya yaklaşıyoruz. 

        
 Ve Kulu’ya varıyoruz.

  
      

Hava iyice ısınmaya başladı artık.

Zorlukla 20 tl lik benzin alabiliyoruz. Böylece motorumuzun 95 km de 20 tl lik benzin

harcadığını da öğrenmiş olduk.

        
 
             
 
Benzincinin camları film kaplı ofisinin önünde  eşimle beraber selfie çekmeyi de

ihmal etmedik tabi ki.


       

Konya ovasında yola devam ederken ve Konya’ya yaklaşırken  havada

ısınmaya devam etti .

Konya’nın girişinde yolun her iki tarafında değişik şekilli binalar ve enteresan objeler var.

        

Yarım daire şekilli bina “Konya Bilim Merkezi” ymiş. Ancak yolun sağ tarafındaki

yarım uçak gövdesinin ne işe yaradığını anlayamadık. Herhalde burada bir park yapılacak.

         


Konya da öğlen yemeği için durmaya karar verdik. Tabi “yemek” dediğim;

biraz bisküvi, çikolata ve ice tea.

               

Konya’daki kısa öğlen yemeği molasından sonra bir sonraki Checkpoint

olan Seydişehir’e   doğru yola çıktık.

Hava hala güzel fakat artık hissedilir şekilde rüzgarlı. 

        

Seydişehir’e geldiğimizde planladığımız sürelerin epeyce önünde olduğumuzu fark ettik.

Sabah yolun tenha olması ve uygun hava şartları sayesinde  10 saatte neredeyse

1000 km (950.8 km)  yol gelmiştik. Ortalama hızımız 95 km civarındaydı .

Bu şekilde devam edersek 20 saat bile olmadan bitirebilecektik.

  

             
         

Seydişehir’den Manavgat’a doğru yola devam ettik. Rüzgar artık iyice artmıştı ve

motoru düz bir çizgide tutmayı zorlaştırıyordu. Bu yüzden hızımızı düşürerek yola

devam ettik nasıl olsa zamanla ilgili bir sıkıntımız yoktu. Güvenlik riski yaratmak gereksizdi.

Tam bu sıralarda fotoğraf makinasında bir problem çıktı ve Seda fotoğraf çekmekte

zorlanmaya başladı. Önce pili bitiyor zannettik ve yanımızda da şarj cihazı yoktu.

Daha önce defalarca kullandığımız ve genelde bir gün süreyle  fotoğraf çekimi yapan

ve pili bitmeyen bir makinaydı. Daha sonra İzmir’e döndüğümüzde servise vermek zorunda kaldık .

Sorun pilde değilmiş objektifi hareket ettiren dişli sistemi arızalanmış.

Konya –Antalya yolundaki Toros dağları geçişi . Alacabel ve ormanların içinden geçen keyifli bir yol.

        
 

Rüzgarla epeyce bir mücadele ettikten sonra Manavgat’a varabildik. Dağlardan inince

hava bir anda dramatik bir şekilde ısındı.

        

Hem bir mola verebileceğimiz hem de biraz serinleyebileceğimiz bir yer aramaya başladık.

Büyük bir marketi olan BP istasyonu dikkatimizi çekti ve hemen orada durduk.

Marketin içerisi buz gibiydi.

Yine ice tea ve ufak tefek atıştırmalık bir şeyler.

        

Motorun sıcaklığı da eklenince ortaya böyle bir görüntü çıktı. Termometre 50 dereceyi

gösteriyor ve yanıp sönüyordu. Bu sıcaklığın 50 derecenin üzerinde olduğunun bir işareti.

  

        
     

Manavgat ile Antalya arasında hiç beklemediğimiz bir durumla karşılaştık.

Hava çok sıcaktı ve müthiş bir trafik vardı. Sanki şehir içinde iş çıkış saatinde

yol alıyor gibiydik. Bir saatten fazla sürdü çilemiz.  Sabah donmuştuk şimdi de sıcaktan

adeta pişiyorduk.

 Bu arada Antalya tarafında bulutlar görülmeye başlamıştı.

        
Antalya şehir içi trafiğinden de kurtulduktan sonra  Korkuteli tarafına yöneldik.

Bulutlar iyice artmaya başladı.

  
     

Ve bu bulutların ardından aniden başlayan çok şiddetli bir yaz sağanağı.

Bu fotoğraftan sonra fotoğraf makinamız çalışmamaya başladı. Seda da cep telefonundan

fotoğraf çekmeye devam etti.

       

Uygun bir yer bulup yağmurlukları giyinceye kadar sırılsıklam olmuştuk zaten.

Bir benzincide bir süre bekledikten sonra daha fazla beklemenin anlamsız olduğuna karar

verip yola devam ettik.

Şimdiki checkpoint Korkuteli. Burada kasabanın merkezinde ve çok küçük bir benzinci var.

Küçük bir kulübe ve 2 tane pompa.!!!

        


Korkuteli’nden sonra hava hala bulutluydu fakat artık yağmur yağmıyordu.

Ancak yol yer yer hala ıslaktı.

Denizli’ye kadar bu şekilde devam etti ama bizi sıkıntıya sokacak bir durum yaşamadık.    

Denizli şehir merkezinden Aydın’a doğru devam ettik.

    

Hava kararmaya başlarken Seda cep telefonu ile güzel kareler yakalıyor.

        

Son checkpoint Aydın. Artık önümüzde 120 km civarında bir yol kaldı. Hala planladığımız zamanın oldukça önündeyiz.

       

Can çekişen fotoğraf makinamızdan bir poz daha.

               

1600. km yi tamamladığımız an.

Aydın –İzmir  yolunda Torbalı ile Havaalanı arasında bir yer. Yolun sağ tarafında durarak çekebildik bu fotoğrafı.

Sabah yola çıkış 03.30.  1600. üncü km de saat 22:00

18,5 saatte 1600. Km yol yapmışız.



Son durağımız 19 saat önce benzin alıp km saatimizi sıfırlayarak yola çıktığımız benzinci.

Günün kahramanları ; yol boyunca hem de iki kişiyle bize hiçbir sorun çıkartmayan ve rahatsızlık yaratmayan sevgili motorumuz .

Ve tabiki  ekip ,

Seda da bu sürüş ile Türkiye’de  resmi olarak Ironbutt yapan ilk artçı olduğu bildiğimiz kadarı ile. Elbette onu da tebrik ediyorum.

        

Bunlarda son fotoğraflarımız.

Benzincideki resimlerimizi çeken pompacı çocukta bu kareye girdi .

          

 

 

 


 

 

Yorum Yap

Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.
  • Ürün Kodu: Iron Butt Raporu
  • Stok Durumu: